İhsan Süreyya Sırma'ya Mihmandar Olmak


Konya Büyükşehir Belediyesi'ndeki 7 yıllık çalışma hayatımda kültür-sanat alanında çeşitli görevlerde bulundum. Bunların içerisinde beni en çok heyecanlandıran görev mihmandarlık olsa gerek. Biz mihmandarlar, belediyemiz tarafından her sene düzenlenen Konya Kitap Günleri'ne konuk olarak gelen yazarları Konya'da ağırlıyoruz ve onların okurlarıyla buluşma heyecanına yakından tanık oluyoruz. Onları Konya'dan memnun bir şekilde uğurlamak adına dikkatli bir şekilde çalışıyoruz. Geçmiş yıllar ve bu yıl da dahil olmak üzere Tarkan Köylü, Orhan Gazi Gökçe, Erhan Afyoncu, Ahmet Özhan, Nurullah Genç, İhsan Süreyya Sırma, Sadık Yalsızuçanlar, Tarık Tufan gibi pek çok sanatçı ve yazara mihmandarlık ettim. Elbette her biri benim için etkileyici ve keyifliydi. Ancak bu yılki Kitap Günleri'nin ilk gününde Konya'ya gelen ve 3 gün boyunca ağırlamaya çalıştığım Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'yı bu satırlar aracılığıyla kayda almadan duramadım. Belki de zaman içerisinde her birini kaleme alır ve bir mihmandarlık serisi oluştururum.

Bu yılki Konya Kitap Fuarı'nın ilk günüydü. İhsan Süreyya Sırma'ya mihmandar olarak görevlendirilmiştim. Profesör Doktor İhsan Süreyya Sırma Hoca. Hocaların hocası hatta hocalarımın hocalarının hocası... Onu ağırlamak nasıl benim haddim olabiliyordu? Konya'yla münasebeti ben dünyaya gelmeden öncesine dayanıyordu. Dünyayı gezmiş. Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca biliyor. Türkiye'de gitmediği şehir kalmamış. Ayrıca ben doğduğumda o profesör olmuştu. İslam Tarihi alanında tercüme eserlerle birlikte 40'ın üzerinde kitabı var, 200'ü aşkın ilmî makalesi var. Hilmi Ziya Ülken'den dersler almış, Muhammed Hamidullah'tan ve sosyolog Fadıl bin Aşur'dan dersler almış. Ankara'da, Erzurum'da, Sakarya'da, Avusturya'da dersler vermiş.

6 Ekim 2023 Cuma günü saat 10.40 uçağıyla İstanbul'dan Konya'ya geldi. Yanında Beyan Yayınları'ndan Nihat Bey vardı. Biz de geçmişte Konya'da Serdar Kalaycı'nın makam şoförlüğünü yapmış olan Zeki Bey'le birlikteydik. Hava alanında bir süre bekledikten sonra hoca ve Nihat Bey uçaktan indiler. Gözlerim hocanın mütebessim yüz ifadesine takılmış halde eline sarılıp tokalaştıktan sonra aracımıza buyur edip konaklayacakları otelin yolunu tuttuk. Hal hatır sorarak başlattığımız hasbihalin yerini Cuma namazını nerede kılacağımız ile ilgili istişarenin alması çok sürmedi. Hoca Sultan Selim Camii'nde kılmak istiyordu ancak ezanın okunmasına çok az kalmıştı. Hoca, yetişebileceğimizi ima ederek abdestli olduğunu beyan etti. Ancak yine de Sultan Selim Camii'ne daha sonra herhangi bir vakit namazı için gitmenin sözünü vererek Ramada Otel'in civarında bir camiye gitmekte karar kıldık. Çantaları bırakmak ve abdest tazelemek üzere otele gittik. Hoca ve Nihat Bey odalarına çıktılar. Zeki Bey ile birlikte abdestlerimizi alıp lobide beklemeye koyulduk. Kısa süre içerisinde hoca, Nihat Bey'den önce indi ve "Nihat da genç olacak işte" diyerek çeviklikte gençlere taş çıkarabileceğini esprili bir şekilde ima etti. Arkasından konuştuğumuzdan habersiz bir şekilde Nihat Bey de geldiğinde İhsan Hoca çevikliğini bir kez daha gösterdi ve araçla geçeceğimiz yerleri daha net görebilme gerekçesiyle ön koltuğu benden kaptı, camiye doğru yola çıktık. Otogar Camii olarak bildiğimiz Zeki Altındağ Camii'ye gittik. Camiye girerken Zeki Altındağ'ın kim olduğunu soran hocaya tatmin edici bir cevap verememenin utancını yaşadım. Namazı kıldıktan sonra hoca çıkıncaya kadar internet aracılığıyla Zeki Altındağ'ın kim olduğuna yüzeysel olarak bakıp hocaya arz ettim. Doğrudan ya da dolaylı olarak çeşitli vesilelerle hocadan müstefid olmaya başlamıştık. Camiden çıktığımızda bir süre Nihat Bey'i beklememiz gerekiyordu. Caminin avlusundaki bir bankta sıcaklığı rahatsız etmeyen Ekim güneşinin altında İhsan Hoca'yla oturup sohbet ettik. Saat 14'e geliyordu, hocanın söyleşisi ve ardından imza programı saat 16'da başlayacaktı. Birlikte yemek yiyecektik, programından önce mi sonra mı yemek ister diye sordum. Öncesinde yersek yemeğin programda rahatsız edebileceğini ama çok aç bir şekilde de programa geçmek istemediğini söyleyince ana yemeği program sonrasına bırakarak öncesinde çorba içmekle yetindik. Kitap Günleri'nin düzenlendiği ve İhsan Hoca'nın programının da yapılacağı Selçuklu Kongre Merkezi'ne vaktinden önce ulaştık. Görevliler bizi karşılayıp kulise aldılar. Bu yılki Kitap Günleri organizasyonuna öncülük eden yeni daire başkanımız Ahmet Çalışır Bey'in, İhsan Hoca'yla görüşme talebini bana ulaştırdılar. Ben de bu talebi hocaya ilettiğimde söyleşiye çok az zaman kaldığı gerekçesiyle zarif ve mahcup bir şekilde reddetti, programdan sonra görüşmenin daha uygun olacağını ilettik daire başkanımıza. Saat 16'ya 5-10 dakika kala görevliler, ses ve mikrofon hazırlıklarını yapmak üzere İhsan Hoca'yı sahne arkasına aldılar. Nihat Bey'le birlikte biz de hocanın yanındaydık. Söyleşisi için hazırlanan Davos tipi sahne düzenini değiştirebilme imkanını sordu hoca. Önünde masa ya da kürsü olmadan rahat edemeyeceğini söyledi. Ancak çok kısa bir süre kaldığı için sahne düzeni değiştirilemedi. İhsan Süreyya Sırma, "Hocalarım" başlıklı söyleşisi için sunucu tarafından sahneye davet edildi. Alkış sesleri içerisinde okurlarının huzuruna çıkan İhsan Hoca, çok lezzetli bir söyleşide bulundu. Nihat Bey'le birlikte sahne arkasından dinledik biz de hocayı. Gitgide artan salonun yoğunluğu söyleşinin 15'inci dakikasından sonra kıvamını buldu. İlimle iştigali boyunca talebeliğini yaptığı hocalarını ona tanınan 1 saatlik konuşma süresi içerisinde elbette eksiksiz biçimde anlatamazdı. İhsan Hoca verimli ve lezzetli söyleşisini bitirdikten sonra sunucu 2023 Konya Kitap Günleri anısına hediyelerini vermek üzere daire başkanımız Ahmet Çalışır Bey'i sahneye davet etti. İhsan Hoca, program öncesinde görüşme talebini ileten Ahmet Çalışır'ı ismen tanıyamamıştı ancak kendisi hediye takdim etmek üzere sahneye gelirken cismen tanıdı ve musiki ile iştigalini hatırladı. Hediye de bir müzik enstrümanı idi, ney. İhsan hoca neyi kabul ederken "kullanmayı bilmeyene silah vermek de neyin nesi" diyerek okurlarını güldürdü ve neyi kılıfından çıkararak Ahmet Çalışır'ın üflemesini rica etti. Ahmet Çalışır da çok ufak bir kupleyle İhsan Hoca'nın söyleşisinin lezzetine tat katmış oldu. Söyleşi sonlandı ve hocayı dinleyen okurları imza alanına geçerken İhsan Süreyya Sırma sahne arkasında Ahmet Çalışır Bey'le ayak üstü sohbette bulundu.

Devam edecek...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yavaşlığın Cazibesi

Ahiret Sosyolojisi (Rahmetli Sosyologlardan Beklenti)